Turkey Kit History from 1923 to Present
Türkiye Milli Takımı’nın 1923’ten bugüne giydiği formaları Sportif Ekipman Tasarımcısı Emre Gültekin yeniden canlandırdı. Bantlı formanın doğuşu, evrimi ve ardından gelen mecburi bir “devrim”…
Bu sayfada yer alan çizimlerin tamamı Emre Gültekin’e aittir ve görsellerin kullanımı için tasarımcıdan izin alınması gereklidir. Emre Gültekin’i Behance ve Instagram‘dan takip edebilir ve ona ulaşabilirsiniz.
Türkiye ilk maçına 26 Ekim 1923’de, yani cumhuriyetin ilan edilmesinden 3 gün önce Romanya karşısında çıktı. Bağcıklı yakaya sahip beyaz bir kazağın üzerine ay-yıldızlı al bayrak dikilmesinden ibaret olan forma, beyaz şortlar ve dönemin imkanlarının el verdiği şekilde siyah çoraplar ile kombinlendi. Bu forma ve kombin, 50’lere kadar çeşitli kalıp değişiklikleri ve bantın incelip kalınlaşmasıyla büyük değişimlere uğramadan varlığını sürdürdü.
50’lere gelindiğinde, siyah çorapların yerini beyaz ve kırmızı çoraplar almaya başlamış; ayrıca beyaz forma haricinde bir formaya da ihtiyaç duyulmaya başlanmıştı. Milli Takım’ın ilk kırmızı forması da bu dönemde ortaya çıktı. Yeni kırmızı forma da geleneksel beyaz forma ile aynı tasarımı paylaşıyordu. Türk Bayrağı bu dönemde dikdörtgen arkaplanlı olarak kullanıldı.
50’lerin sonları ve 60’ların başında, Türk Bayrağı artık kırmızı formada daire formunda kullanılmaya başlandı.
70’lere gelindiğinde daire formundaki bayrak zaman zaman beyaz formaya da sıçramaya başlamış, aynı zamanda formaların yaka, kolucu, konç gibi kısımlarına ince detaylar eklenmeye başlamıştı.
70’lerin sonlarına doğru Adidas formalar kendini göstermeye başladı. Geleneğe saygılı ve sakin başlayan ortaklığın ve aynı zamanda Milli Takım tarihinin ilk geleneğe aykırı forması, 84’te İngiltere’ye 8-0 yenildiğimiz maçta giyilen parçalı forma oldu.
80’lerin sonu ve 90’ların başı sakin geçti. Yeni forma kalıpları ve kumaş teknolojileri kullanılarak formanın ana tasarımıyla çok oynamadan ufak değişiklikler yapıldı. Ancak bu dönem, kırmızı formanın baskın olarak görülmeye başlandığı ilk dönem olarak kayıtlara geçti.
90’ların ortasına gelindiğinde, Adidas’ın kalıplar üzerinden ilerleyen tasarım anlayışından formalarımız da nasibini almaya başladı. 94’te çıkan forma, Türkiye için oldukça marjinal bir dönemin fitilini ateşledi.
90’ların sonu, bantlı formanın ve forma kültürünün en çok yara aldığı dönemin başlangıcı oldu. Çoğunlukla Türkiye’nin forma kültürüyle bir ilişkisi olmayan ortak kalıp Adidas formalar, futbolun ve futbol yayıncılığının en hızlı yükselişlerinden birini yaşadığı dönemde Türk Milli Takımı’nın üzerinde yer alıyordu.
Adidas’ın ortak kalıp formaları 2000’lerin başında da devam etti. Nispeten sadeleşen tasarımlarda minimal boyutlarda olsa da bant kullanımı görmek mümkündü. Bu dönemde formalarımızda gri renk de sıkça kullanıldı. Ayrıca kırmızı forma gitgide iç saha forması olarak kabullenilmeye başlandı.
2003’te Türkiye, uzun yıllar süren Adidas ortaklığını sona erdirip Nike ile sponsorluk anlaşması imzaladı. 2000’lerin başında tasarım politikası bakımından Nike da Adidas’tan pek farklı değildi. Bu anlaşmanın ilk yıllarında da ortak kalıp formalar tek renkli olarak kullanıldı. Bu ortaklığın ilgi çekici yönlerinden biriyse Türk Bayrağı’nın ilk kez “dalgalanan bayrak” formunda kullanılmasıydı.
Nihayet 2008’de bantlı kırmızı forma geri döndü. Bayrak ise hala göğüste bulunuyordu ve “dalgalanan bayrak” formundaydı. Bu dönemde kırmızı formanın iç saha forması olarak kullanılması tam olarak kabullenilmişti ve beyaz forma deplasman forması olarak görülerek üçüncü bir renk ile kombinlendi. Turkuaz’ı tarihte ilk kez kullanan forma, hem çok büyük tartışmalara yol açtı hem de çok fazla hayran edindi.
2010’ların başı, Türkiye’nin forma kültürünün nihayet hatırlandığı bir dönem oldu. Art arda çıkan üç set, bantlı formanın her türünü bize sundu.
2016 Avrupa Şampiyonası için Nike tarafından hazırlanan formalar, hiç şüphesiz Milli Takım tarihinin en radikal setini oluşturuyordu. Kırmızı-siyah iç saha forması ve beyaz-turkuaz deplasman forması, göz alıcı zırh deseniyle dünya genelinde büyük beğeni topladıysa da hem iki formanın da Türkiye’nin kendi renklerinde olmaması, hem formaların Türkiye’nin forma kültüründen bütünüyle kopuk olması, hem de turnuvanın Türkiye adına çok tatsız geçmesi nedeniyle akıllarda pek hoş bir yer edinemedi.
2018’deki formalar,2016’daki radikal setin ardından daha sakindi. Bantlı tasarım, minimal bir uygulama ile geri döndü.
Bugüne geldiğimizde; yakın zamanda başlayacak EURO 2020’ye katılacak Milli Takımımızın formaları tam olarak geleneksel bantlı forma kültürünü yaşatıyor, ancak hala kırmızı forma iç saha forması olarak kullanılıyor.
*Bantlı formada ay-yıldızlı bayrak dönem dönem sağa ve sola bakacak şekilde farklı yönlerde kullanıldı. Ancak hem geçmiş dönem formalarına ulaşmanın zorluğu hem de sınıflandırmanın kolaylaşması ve bütün bir görünüm oluşması adına Türk Bayrağı çizimlerde bugünkü hali ile kullanıldı.